6 Kasım 2008 Perşembe

Almanya Acı Vatan

Terim'in Almanya ile mücadelesi devam ediyor ara ara. Euro 2008'de sahada yenildiği Almanya'ya gençlerini de kaptırmak istemiyor haklı olarak Sinyor. Mücadelesinde ne kadar haklı oraları tartışılır. Gazetelere verdiği demeçte Sinyor Terim şöle demiş: "Kendisi bize de Türkiye’nin daha önce kendisine hiçbir zaman ilgi göstermediği şikayetinde bulunmuştu. Bu doğru değil. Mesut kararını fazla uzatmadan açıkça versin, yani yüzümüze bakarak söylesin".
Sinyor'un kızgınlığı ve sabrı hat safhada olsa gerek ki artık son kozlarını oynamaya başlamış. Balık biraz büyük olunca kaçırmak istemiyor tabii kimse. Kaçırıldığı anda hesap verilecek bir çok yer var çünkü. Fotomaç gazetesi geçen sene Norveç ile oynanacak Euro2008 eleme maçından hemen önce, Lincoln'un performansını görüp koca puntolarla fedarasyona'a: "Sizden ricamız bir an önce şu adamı Türk yapıp oynatın!" çağrısını düşünürsek, gurbetçilerin önemi bir kat daha artmış durumda. Galatasaray yönetiminin tutumuda klup bazında da bu çalışmaların başladığını gösteriyor. Ülke içindeki oyuncuların bonservislerinin astronomik rakamlara ulaşması, bunun yanında gurbetçi oyuncuların transferinin daha kolay ve daha ucuza mal oluşu, ve de altyapı temellerini mükemmele yakın olarak almaları bu ilginin nedenlerini cevap olmakta.

Mesut Özil'in bu sene Werder'deki üst düzey perfomansı da Terim'in rüyalarına girmiş olsa gerek ki, Terim sürekli konuyu açıp, okları Almanya cephesine yönlendirmekte. Almanya cephesinde ise durum farklı. Kültürel olarak duruma incelenirse, artık 3. nesil Türk halkı Almanya'nın genç populasyonunda ve iyice Almanya'ya entegre olmuş durumda. Sürekli gazetelerden takip ettiğimiz haberler ise hep aynı. "ailesi ile görüştük bu iş oldu - babasından izni kaptık, vatanını seçti oyuncumuz." Bu açıklamalarda ister istemez genç kuşağın üzerindeki aile baskısını ortaya çıkarmış durumda. Doğal olarak oyuncular doğdukları, yetiştikleri vede ailelerinin yaşadıkları yerlerde oynamak isterler. Sürekli gazetelerde çıkan günün birinde Türkiye'de oynamak isterim sözleri ise geçiştirme cevaptan öteye gitmiyor ne yazıkki. Nuri Şahin'in "kariyerim için şu safhada Türkiye'de oynamak pekte cazip gelmiyor. " açıklaması bir çok oyuncunun düşüncelerine emsal niteliği taşıyor aslında.

Savaşımızı belki milli takımın yararı için yapıyoruz ama bu savaşta ne kadar haklıyız dedim yazının başında. Şu güne kadar yapılan mücadeleler, açıklamalar vede ister istemez yapılan hareketler bizimde samimiyetimizden de ufak örnekler vermekte. Geleceği çok parlak olarak görülen, peşinde Arsenal, Chelsea gibi yetenek avcılarının olduğu piyasada daha 18 yaşındayken apar topar milli ettiğimiz Nuri Şahin'in yüzüne bakmadığımız gibi, geçen sene kariyerindeki belki en iyi dönemi geçiren Yıldıray'ı ve Schalke'nin forveti Halil'i euro2008 öncesi kadrodan çıkarmak, gurbetçi futbolcuların haklı olarak kafasını karıştırmakta. Keza bu ülke büyük uğraşlar verip İngilizlerin elinden kaçırdığı Muzzy İzzet'i bile 3 maç oynatıp bir daha yüzüne bakmayarak ufak çaplı bir şöhrette yapmıştır zamanında. Kahvelerde bir Muzi vardı noldu ona söylemleri arasında sessiz sakin futbolu bıraktı Muzzy.

Sonuç olarak, sorunu sadece gurbetçi oyuncuların açıklamalarına indirgeyip sanki bütün olayların nedeni onlarmış gibi davranmakta pekte realistik olmuyor. Yıllardır gündemden düşmeyen Almanya'da kurulucak bir araştırma merkezi bir türlü kurulamadı. Bu merkezin amacı ise gayet basit; genç oyuncuların keşfi çok daha genç yaşlarda yapılıp, daha Almanya'nın haberi bile olmadan Türk Milli Takımına enjekte etmek. Milli Takım antrenörlerinden Metin Tekin'in de açıklaması ise zaten milli takım idarecilerinin Türk altyapısından umudu kesip, gurbetçilere yöneldiğini destekler derecede: “Almanya’daki altyapı ve yetiştirme temeli o kadar mükemmel ki her iki ülkeye de rahat rahat yeter.” Bu açıklamaya cevap olarak artık şunu çok rahatlıkla söyliyebiliriz. Eğer kendi içimizden yıldız yaratamıyorsak ve çözümü gurbetçilerde bulduysak ya bu konuda çok erkenden mücadelemize başlayacağız, ya da Mesut'la babası aracılığıyla tartışıcaz sürekli. Ya Kayserisporlu Turgay'ın Avusturya milli takımında maça çıktığından bi haber olup milli takım aday kadrosuna çağıracaz, ya da Nuri Şahin gibi, Colin Kazım gibi erkenden davranıp onları milli takım'a adapte edicez. Yoksa daha çok kavga ederiz Almanya ile, aileler ile..

Hiç yorum yok: