28 Ekim 2008 Salı

Biraz gönül, az biraz daha futbol..


Shevchenko ile o kadar lafı döndüki, adama sorsak o bile anlatıcak. Gitti anadoluya, bir kıpırdadı döndü ezeli rakibine. Song'un yanında yeniden doğdu. Defansın ne olduğunu öyle bir oturttuki kafasında keşke ilk baştan Galatasaray'a gelseymiş dendi. Ama arpa biraz fazla kaçtı. Lincoln ve Arda ile fazla muhabbet çok ilerletti Servet'i. Adam çalımlamalar, ilerde gol aramalar, duvar pasları. Defans değil zannedersin oyun kurucu. Terry, Puyol, Maldini...Bugüne kadar ne gördük nede duyduk böyle şeyler onlardan. Şimdi birde Vatan'a haber oldu. Ama bu kez farklı. Gönlünü kaptırmış yarı İtalyan-yarı Ukraynalı Alores'e. Hemde arada buluşmak için Almanya'lara gitmiş.. İngilizce, Almanca bile öğrenmiş...Aşk yaramış Servet'e de, maçları yenge izliyor diye bu kadar ileri çıkış yapma be Servet. Kaldıramaz taraftar bu heyecanı fazla.
Yengeylede mutluluklar...:)

Şımarıklık


Linderoth, Mehmet Topal bitmek bilmeyen 3 hafta, barış özbek 3 ay, Serkan Çalık nerede belli değil- futbol hayatı bittiği bile söyleniyor-, Emre Güngör 2 hafta, Uğur Uçar geldi gelicek ama takımla çalışmaya başlaması 3 ay..Galatasaray sakat raporu düzeliceğine her hafta daha bir belirsiz hal alıyor. Bunun ışığında defansın göbeğine oturan Emre Aşık, ortasahaya çekilen Meira, bir maç Pirlo olan diğer maç paf takım oyuncusu kimliğindeki Ayhan Akman. Cömertce gördüğü kırmızı kart yüzünden ligtv'den maçı takip eden Cassio. Tartışmalar eşliğinde kendi kalesine gol atıp, 4 arkadaşına sarı kart gösterten Ümit Karan. Elle topu önüne alıp çocuklar gibi sevinen Baros. Kafaları Avrupa şampiyonasındaki yarı finalde kalmış Hakan Balta ve Servet. -Bunun aynısı dünya kupasından sonra Hasan Şaş'tada görülmüştü, sahi o da sezonu kapadı- Yıllardır denenen ama sanki bu sene bu işi öğrenmeye başladı hissiyatı veren Sabri Sarıoğlu. Kalede italyan aygırı De Santcis. Yedekler desen evlere şenlik. Güvenilemeyen Mehmet Güven, almancı gençler Volkan ile Alpaslan. Önce Trabzon ardından Olympiakos karşısında futbol ziyafeti çektiren takım 2 maç ile bu kadar şımarıp, bu ligi ciddiye almassa olucağı buydu. Bu takım haftada 3 maçı kaldıramaz deniliyor. Gelen adamlar İngiltere'den, Fransa'dan, Almanya'dan, İspanya'dan gelmiş isimler. Her sene avrupada maç yapan bir Galatasaray. Kimse kimseyi kandırmasın. Bu takım haftada 3 maçıda, ligide, uefa'yıda kaldırır. Ama iki maçla şımarıcaklarsa Skibbe'de gider, Baros'ta, Adnanlarda. Bak rakibine, ligde yenilgisi yokken uefa'da bir maç kaybetti diye zorla istifa ettirdiler teknik direktörlerini. Büyük adam Ertuğrul, adam gibi adam Sağlam. 2 hafta geçti ortalık sütliman. Ne Ertuğrul kaldı ne Sinan. İsimler geçicidir, skorlar kalıcıdır, kupalar kalıcıdır, takımlar kalıcıdır. .

Tatil


Uzun tatilden döndük artık. Kepenkleri açalım..